Lise matematik derslerinin vazgeçilmez sorularından biridir: “Gerçek hayatta bunu nerede kullanacağım?”. Algortima kavramı ilk kez lise yıllarında karşımıza çıktı ve şimdi ise gerçek hayatta karşımızda. Kimimiz kızıyor, kimimiz merak ediyoruz. Bu kısa yazıda algoritmanın sosyal medya için ne anlama geldiğini okuyabilirsiniz.
Sosyal Medya Algoritması Nedir?
Sosyal medya algoritmaları, kullanıcıya hangi içeriğin hangi sırayla gösterileceğini belirleyen karmaşık matematiksel kurallardır. Algoritma, kullanıcının belirli bir gönderiyle ne sıklıkta etkileşime girdiğini, kaç kişinin beğendiğini ve yorum yaptığını, ne kadar süre önce gönderildiğini vb. dikkate alır. Algoritma, verileri analiz eder ve en çok kişiye göstermek için hangi gönderilerin en popüler olacağını tahmin eder. Bunu bazen yanlış tahmin eder!
Sosyal medyada algoritma aynı zamanda arama sonuçlarının ve reklam içeriklerinin gösterim sıralamasını ve hiyerarşisini de belirler. Bunun anlamı, sosyal medyada vermiş olduğunuz reklamlar ancak belirli algoritma kriterlerini karşılıyorsa kullanıcılara gösterilir. Örneğin Facebook, şirketlerin ve kişilerin vermiş olduğu olduğu reklamlarda “açık artırma” algoritması ile reklamın gösterime girip girmeyeceğine ve ne sıklıkla gösterileceğine karar verir. Burada belirleyici faktör reklam bütçenizden çok, reklam içeriği ve hedef grubu gibi faktörlerin açık artırmayı geçecek kaliteyi sağlaması gerekir. Bunun ölçümü ise reklamın frekans oranıdır.
Algoritma neden var ve nasıl çalışır?
Sosyal medya algoritmaları, kullanıcıların paylaştığı içeriklerin sınıflandırılması için kullanılır. Bu sınıflandırma, her içeriğin her kullanıcıya gösterilmemesi gibi bir sonuç ortaya çıkarır. Bir başka deyişle en iyi içeriğin en fazla ilgili kullanıcıya gösterilmesi ile sonuçlanır. Önemsiz ve kriterleri karşılamayan düşük içerikler, haber akışında gösterilmez. Algoritmanın kullanıcılara sağladığı bir başka kolaylık ise çok sayıda içeriğin haber akışımıza düşmemesi. Algoritma olmasaydı her 2,5 saniyede binlerce içerik haber akışında karşımıza çıkıyor olacaktı. Bunun biz kullanıcılar için yaratacağı sorunları bir düşünün!
Algoritmanın ayıkladığı veya öne çıkardığı içerikler her zaman kullanıcıların ilgileriyle örtüşmeyebilir. Algoritmanın çalışma mantığı nedeniyle bazı içerikler ilgili olmayan kullanıcıların da karşısına çıkabilir. Örneğin YouTube Analiz raporuna göre YouTube kullanıcılarının %64’ü doğru olmayan veya ilgisiz video içerikleri karşılaşmakta.
Algoritmaların bu türden sistem hataları nedeniyle kullancılara en iyi içerikleri sunabilmek için düzenli olarak optimize edilmesi gerekir. Sosyal medya platformları da sürekli bu konuda yeni güncellemeler geliştirmekte.
Algoritma Çeşitleri
Facebook Algoritması: Facebook algoritmasının işleyiş mantığının merkezinde kullanıcı etkileşimi yatmaktadır. Buna göre aynı yerde yaşayan, aile bireyleri olan ve yakın arkadaşların gönderileri daha çok öne çıkarılmakta. Tabi bu bilgileri Facebook ayarlarında doğru vermiş olmanız şartıyla. Bu algoritma dörtlü kritere göre içerikleri sınıflandırmakta: Beğeni, İçerik Türü, İlişki ve Güncellik. Son yıllarda facebook algoritmasını geliştirme çabaları nedeniyle artık herhangi bir plan ve strateji olmadan -özellikle organik içerikler için- bunları doğru kişilere ulaştırmak oldukça zor bir hale geldi.
Twitter Algoritması: Twitter 2006 yılında ilk çıktığında atılan twittler o dönem timeline akışına göre sınıflandırılmaktaydı. Yani tweetin içeriğinden ziyade, tarih ve zaman algoritma için belirleyici kriterlerdi. Bugün ise bu algoritma tamamen değişmiş ve daha karmaşık bir hale gelmiş durumda. Tarih ve zaman kriterinin yerini önem (relevanz) derecesi aldı. Buna göre şu dört kriter bugün twitter algoritmasında belirleyici hale geldi: paylaşılan içeriğin türü (video, GIF, resim vb.), twitterla kurulan bağ (engagement), twitterı son kullanma zamanı ve iş.
Instagram Algoritması: Instagram algoritması şimdilik zaman kriterine dayalı çalışmakta. Paylaşılan içerikler, bunların paylaşılma zamanına göre öncelik sırasına girer. Bu algortima beş temel faktörü göz önünde bulundurur: Kullanıcı ilgisi, ilişkilenme biçimi, takip etme, instagramda geçirilen süre, içerikleri izleme süresi. Instagramda karosel içerikler diğer normal içeriklerden üç kat daha fazla angajman oluşturmakta. Instagram bu yeni fonksiyonun kullanılması için şu sıralar karusel içerikleri daha fazla öne çıkarmayı tercih ediyor. Bu da instagramda görünürlük ve angajmanı artırmak için yeni fonksiyonları kullanmaktan kaçınmamalıyız manasına gelmekte.
Umarız bu yazıda sosyal medya için algoritmanın ne anlama geldiği ve ne tür fonksiyonları gerçekleştirdiği sorularına cevap bulabildiniz. Bitirirken son bir bilgi: sosyal medya algoritmasını kullanıcı olarak değiştirmek, atlamak veya bozmak mümkün değil. O nedenle algoritmayı değiştirdiğini iddia eden sosyal medya hurafelerine inanmamayı tavsiye ediyoruz.